17 Ağustos 2011 Çarşamba

sonbahar

Eka: Biliyor musun. sen simdiki zamanda yasamiyor sanki. Rus romanlardan kacmis gibisin.

gegen die wand

ask ne demek sen biliyor musun hee? ask, boyle lunaparktaki tahta ata benzer. uzerinde hani bir ileri bir geri boyle gidiyormus gibi bir his. sanki bir yere gidiyorsun. ayagin yerden kesiliyor. bir cosku. bir sikime gittigin yok.

16 Ağustos 2011 Salı

"Halbuki o hic de fevkalade bir adam degildi. Hatta pek alelade, hicbir hususiyeti olmayan, her gun etrafimizda yuzlercesini gorup de bakmadan gectigimiz insanlardan biriydi. Hayatinin bildigimiz ve bilmedigimiz taraflarinda, insana merak verecek bir cihet olmadigi muhakkakti. Boyle kimseleri gordugumuz zaman cok kere kendi kendimize sorariz: “Acaba bunlar neden yasiyorlar? Yasamakta ne buluyorlar? Hangi mantik, hangi hikmet bunlarin yeryuzunde dolasip nefes almalarini emrediyor?” Fakat bunu dusunurken yalniz o adamlarin dislarina bakariz; onlarin da birer kafalari, bunun icinde, isteseler de istemeseler de islemeye mahkum birer dimaglari bulundugunu, bunun neticesi olarak kendilerine gore bir ic alemleri olacagini hic aklimiza getirmeyiz. Bu alemin tezahurlerini disari vermediklerine bakip onlarin manen yasamadiklarina hukmedecek yerde, en basit bir beser tecessusu ile, bu mechul alemi merak etsek, belki hic ummadigimiz seyler gormemiz, beklemedigimiz zenginliklerle karsilasmamiz mumkun olur. Fakat insanlar nedense daha ziyade, ne bulacaklarini tahmin ettikleri seyleri arastirmayi tercih ediyorlar. Dibinde ejderhanin yasadigi bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne oldugu hic bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gosterecek bir insan bulmaktan daha kolaydir."
her nekadar deliksiz olmasa da 12 saat uyuyabilmek guzelmis. uzun sure sonra tekrar tecrube etmis oldum.

13 Ağustos 2011 Cumartesi

"insan cocukken bir buyuk saadet ulkesinde yasiyor, saga sola suursuzca kosturup kisniyor. sonra buyuyor, buyudukce salaklasiyor, salaklastikca unutuyor o mesut diyari, bir nevi oluyor. cocuklukla yaslilik arasindaki o donem araf misali; kitabesi agir mesailerle, kucuk hesaplarla, kesif mutsuzluklarla yazilan bir mezar tasinin golgesinde azap gibi boktan hayatlar. yetiskinler zombilere benziyor "

bazuka

12 Ağustos 2011 Cuma

hava tam da malak gibi sabahtan aksama kadar battaniyenin altinda oturup kitap okumalik hava. yaninda bir de yogun kahve ve kurabiyeler ile, cikolatali.

9 Ağustos 2011 Salı

uzun bir sure hastane, klinik, doktor, hemsire, hasta bakici ve hatta eczane gormek istemiyorum yerepbim. subaneke dinimiz amin.