bizim köyde yaşımda eşşek kalmadı ama ben hala cicibebe yiyorum. hem de aşkla, şevkle.
29 Aralık 2011 Perşembe
28 Aralık 2011 Çarşamba
27 Aralık 2011 Salı
Nikah Masası
eski sevgilimin, ilk aşkımın nikah fotoğraflarına denk geldim az önce. öncelikle allah belanı versin facebook diyorum. sonrasında ise şarkıyı armağan ediyorum
20 Aralık 2011 Salı
"mevsimler birinden öbürüne devrilirken, elimizi arı sokarken, bisikletten
düşüp dizlerimizi kanatırken canımıza bir şey olurdu; hissederdim. ama
acıya dahil değildi yine de bunlar.
hayattı, yekpareydi işte.
zaman, hayatı parçalara ayırıp “parça parça” görmeye başladığımızda;
acı, o yekpareliği yitirdiğimizde oluşacaktı.
şimdilik, dünya geniş ve ılıktı. biz kendi ılık dünyamızın içinde salınan,
uçuşan perilerdik."
Birhan Keskin
düşüp dizlerimizi kanatırken canımıza bir şey olurdu; hissederdim. ama
acıya dahil değildi yine de bunlar.
hayattı, yekpareydi işte.
zaman, hayatı parçalara ayırıp “parça parça” görmeye başladığımızda;
acı, o yekpareliği yitirdiğimizde oluşacaktı.
şimdilik, dünya geniş ve ılıktı. biz kendi ılık dünyamızın içinde salınan,
uçuşan perilerdik."
Birhan Keskin
19 Aralık 2011 Pazartesi
18 Aralık 2011 Pazar
yeni yıl için alternatif mutluluk kaynakları
"Mutluluk için gençlik,güzellik,para,işte aşkta başarı falan gerekir diye dayatılır hep; oysa daha ne mutluluklar var:
bir çocuğun uykudaki gülücüğünü görmek (ki Kamerun'da wu-mba derlermiş); hafif serin hafif berrak bir denizde yüzmek; sevgilinin kokusunu ya da kuraklıktan sonra yağan ilk yağmura eşlik eden hoş kokuyu (petrichor denmiş ingilizcede) içine çekmek.."
Metis Ajanda 2012
bir çocuğun uykudaki gülücüğünü görmek (ki Kamerun'da wu-mba derlermiş); hafif serin hafif berrak bir denizde yüzmek; sevgilinin kokusunu ya da kuraklıktan sonra yağan ilk yağmura eşlik eden hoş kokuyu (petrichor denmiş ingilizcede) içine çekmek.."
Metis Ajanda 2012
şimdi sizlere pazar günlerinizi şenlendirecek bir tarif vereceğim.
*3 adet elma
*3 adet mandalina
*1 adet portakal
*çeyrek nar
*1 adet limon
bu meyveleri iyice yıkayınız. portakal,limon ve mandalinaları soyunuz. bunların hepsini katı meyve sıkacağına ataraktan suyunu çıkarınız. kocaman kocaman yudumlar alınız. ağzınız ve de gününüz şenlensin. pazar akşamlarına da bomonti eşliğinde behzat ç tavsiye edilir.
*3 adet elma
*3 adet mandalina
*1 adet portakal
*çeyrek nar
*1 adet limon
bu meyveleri iyice yıkayınız. portakal,limon ve mandalinaları soyunuz. bunların hepsini katı meyve sıkacağına ataraktan suyunu çıkarınız. kocaman kocaman yudumlar alınız. ağzınız ve de gününüz şenlensin. pazar akşamlarına da bomonti eşliğinde behzat ç tavsiye edilir.
Güne güzel başlamak
hafta içi her gün sabah 6da uyanmam yetmezmiş gibi şirketim de sağolsun bugün sabahın 10una brunch ayarlayınca cumartesi de erken uyanmak zorunda kaldığımdan içimden söylene söylene ataşehire doğru yola koyuldum. durakta etrafa negatif enerjimi saçarken güzelcene giyinmiş, şapkasını takmış ekmeğini simitini alan tonton bir amca 'günaydın kızım,günün güzel geçsin' dedi. yirim o amcayı ben. valla o dakka etrafa saçılan elektronlar anında protona dönüştü. günüm güzel devam etti. iki güzel almodovar filmi ile de sonlandı güzel güzel. her sabah böyle bir amca istiyorum.
15 Aralık 2011 Perşembe
7 Aralık 2011 Çarşamba
:)
hello guten tag merhaba
shalom bonjour konnichiwa
namaste ciao kalimera
roj baş privyet aloha
merhaba merhaba merhaba eurovision
shalom bonjour konnichiwa
namaste ciao kalimera
roj baş privyet aloha
merhaba merhaba merhaba eurovision
5 Aralık 2011 Pazartesi
Karen: Kendini bir çeşit desperado gibi görüyorsun galiba.
Jack: Bilmiyorum. Kendimi aslında hiç o şekilde düşünmedim. Bilmeden öyle davranıyorsam o ayrı. Geçmiş zamanlarda vardı öyle çocuklar. Clyde Barrow... Gözünün önüne geliyor mu şapkasını takış şekli? Umursamaz bir havası vardı.
Karen: Şapkasını hatırlamıyorum, ama yerde ölü yatarken çekilmiş resimlerini görmüştüm, Texas Rangers vurmuştu. Ayağında ayakkabılarının olmadığını biliyor muydun?
Jack: Gerçekten mi?
Karen: Clyde’la Bonnie Parker’ın bedeninde ve kullandıkları arabada toplam yüz seksen yedi kurşun deliği vardı. Bonnie o sırada sandviç yiyormuş.
Jack: Bilmiyorum. Kendimi aslında hiç o şekilde düşünmedim. Bilmeden öyle davranıyorsam o ayrı. Geçmiş zamanlarda vardı öyle çocuklar. Clyde Barrow... Gözünün önüne geliyor mu şapkasını takış şekli? Umursamaz bir havası vardı.
Karen: Şapkasını hatırlamıyorum, ama yerde ölü yatarken çekilmiş resimlerini görmüştüm, Texas Rangers vurmuştu. Ayağında ayakkabılarının olmadığını biliyor muydun?
Jack: Gerçekten mi?
Karen: Clyde’la Bonnie Parker’ın bedeninde ve kullandıkları arabada toplam yüz seksen yedi kurşun deliği vardı. Bonnie o sırada sandviç yiyormuş.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)